Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Film İncelemesi: Metropolis

Rasyonel yolla toplum kurma düşüncesi totalitarizmle başlasa bile her daim totalitarizmle sonuçlanmayabilir. Filmde son sahnesiyle bize bunu söylemeye çalışmaktadır. İşçi sınıf ve yönetimin başındaki Joh Fredersens el sıkışıp barış sağlıyorlar. ‘’Eller ile aklın arabulucusu kalp olmalıdır!’’ sözleriyle biten film totaliter rejimin bu şekilde sonuçlanabileceğini anlatmaya çalışmaktadır. Ancak devamı olmayan bu hikâyenin el sıkıştıktan sonra Joh Fredersens’in bu sefer ayaklanmanın önüne geçmiş bir şekilde tekrar eden bir manipülatif totaliter rejimin devam edip etmediği doğal olarak meçhuldür. Eğer işçi sınıfı düşünmeden hareket etmenin yaratacağı sonuçları deneyimlemelerine rağmen uyanmaz ve düşünmezse totaliter rejim devam edecektir. Böylelikle Joh Fredersens işçi sınıfına; ‘’çalışmalarına kendileri de dâhil herkesin ihtiyacı olduğunu, çalışmalarının toplumun huzuru için olduğunu’’ söyleyerek kolaylıkla manipüle eder ve bu sefer daha derin uyuyan bir topluluğu yönetmeye başlar. Makinel

Film İncelemesi: 12 Angry Men

     Gerçeklik, bilen insan zihninden bağımsız olarak var olan her şeydir. Genel anlamına bakarak şunu anlayabiliriz ki insan bildiklerini gerçeklik sanırken aslında bilmedikleri gerçekliktir. Gerçeklik terimi, bireyin gerçekten var olduğuna inandığı ve gerçek varlığın ayrılmaz bir parçasını oluşturduğunu düşündüğü Tanrı, ruh ve ideal nesneleri de içerecek şekilde kullanılmaktadır. Gerçeklik, inanç ve sandıklarımızın ötesinde olan ancak bireyin gerçeklik anlayışının inançların ötesine geçemediğini anlamış oluyoruz. Kelimenin daha dar anlamına yönelecek olursak; gerçeklik, fiziki evrenin doğrudan veya dolaylı olarak ölçümlenebilir yönlerini ifade eder. Yani gerçeklik nesneldir. Sözlükte farklı tanımlarla anlamı genişletilen gerçeklik kavramını insan zihni nasıl kabul görmek isterse öyle anlam kazanmaktadır çünkü gerçeklik objektiftir ve yüzleşmek gerekmektedir.      Doğruluk; bir önerme, inanç, düşünce ya da kanaatin, bazı temellere ya da ölçütlere göre veya bağlı olarak sahip olduğu do

Film İncelemesi: Lazzaro Felice

            Aristo’ya göre mutluluk, erdemli olmakla iç içedir. Antik düşünce insanın kendini kendi kendine mutlu kılabileceğini kabul eder. Aristo’nun da savunduğu görüş budur; insanın mutlu olup olmaması erdemli olup olmadığıyla ilgilidir. Erdemi kendinde gerçekleştirmiş olan mutlu bir insandır. Erdeme, sürekli bir gayretle ulaşılır. Ayrıca akla dayanmayan ahlaki bir faziletten de söz edilemez. Mutluluğa ulaşmış insanda, eylemlerinin aklın ve erdemin kurallarına göre ayarlamış olan ve hayattan ölçülü bir şekilde yararlanmayı bilen insandır. Kant’a göre mutluluk; insanın ihtiyaç duyduğu ve arzuladıklarını elde etmesinden geçer. Onun mutluluğu yaşamdan keyif almada yatmaktadır. Aristo’dan farklı olarak mutluluğa ne aklı ne de erdemi dayamıştır. Mutluluk, bir hayal gücü idealidir. Stoacılar, mutluluğu insanın iç huzur ve özgürlüğünde bulur. Her insanın bağlı olduğu bir kaderi vardır ve bundan dolayı kendi kaderini kabul etmesi gerekir. Böylece insan boş yere sıkıntı ve üzüntü çekmez.

Film İncelemesi: Waking Life

Tek bir tür olan herhangi bir hayvanın var olma nedeni ile tek bir tür olan insanında var olma nedeni bir nedene indirgenebilir mi? İnsan, düşünebilmesi yüzünden yaşama nedenini milyonlarca sebebe çıkarabilir mi? Sokrates’in Menon Diyaloğu’nda sorguladığı gibi; hayatın bir anlamı yoktur, hayatın anlamı vardır. Bu anlam çeşit çeşittir. İnsan düşünebiliyor öyleyse sadece kendine vardır. İnsan, hayatının anlamını gerçekten bulabilir ya da bulduğunu sanır ama değişen benliği ve duygu durum ortalaması hayatının anlamını ya değiştirecek ya bulmasını sağlayacak ya da bulduğundan emin olacaktır. Var olma nedeni; arının canlılığa düzen sağlaması gibidir. Her arının hayatının anlamı budur. Yaşama nedeni; bir kişinin kendi hayatını ilerletme sebebidir. Bu her türlü eylem, durum, kişi vs. olabilir. İnsan, hayatının anlamını veya nasıl anlamlandıracağını ölmeden önce var olduğu milisaniyelik süre zarfında bilecektir. Aslında bu cümle oldukça paradoksaldır. Eğer hayatımın anlamını ölmeden önce bil