''Aynı nehre hem gireriz hem girmeyiz. Varız ve yokuz.''
Hayat akan bir nehirdir, hep bir akış içerisinde.
Herakleitos
Hayatın ilerleyen akışından çıkıp nehir etrafında boş boş dolanırken yalnız ve sıkılmış ya da bu durum uzun sürerse yorulmuş ve bıkmış olursun ama nehirden çıkmanın tek bir nedeni vardır: Kendini bulabilmek. Kaybolmuş hissettiğinde akış seni sudan fırlatır ve yolunu bulmanı bekler sense içinde bir şeyler bilen ve yol gösteren, heyecanlı ve dinamik yanınla ve kurnaz ve saldırgan taraflarınla beraber yol bulmaya çalışırsın. İçindeki köstebek, at ve tilki seni yalnız bırakmaz. Kayboluşun bir sonu gelmeyecek gibi hissettiğinde kendini suyun akışına kaptırdığında heyecanlı yanın seni oradan çıkarır. Saldırgan yanın; yardıma ihtiyacı olduğunu ve bunu tek başına halledemeyeceğini söylemekten çekindiği için saldırgandır. Onun için yardım talebi, savaştan yenik düşmek ve vazgeçmektir ama heyecanlı yanın vazgeçmeyi reddettiğinde yardım istersin.
Akıştan uzaklaştıkça anın kendisinde var olursun. Zaman zaman düşer, kaybolursun, canın yanar. Düştüğün vakit utanırsın ve kendinden kaçmak istersin, yolda yine kendinle baş başa kalırsın. Düşersin, fırtına altında kalırsın, ufukta yol görünmez, karanlıkta kalırsın, yolunu kaybedersin ve bu an kayboluşun cevaba yaklaştığı andır. Bu da geçer. Ama yapamayacağını düşünürsün, geldiğin yola dönüp bakmak rahatlatmaz çünkü önündeki yoldan korkarsın, geride kalan yolu zaten çoktan geçmişsindir ama akıl; insanı kandırır, korkutur, yolu gözünde büyütür. Heyecanın söner ancak onu sıcak tutabilirsen kendini bulursun, yoluna varmış olursun.
İçindeki köstebeğin, atın, tilkin birbiriyle çatıştıkça senin kafan karıştıkça bulanıklaşırsın. Buna rağmen bazı vakitler kendini sevdiğini fark eder ancak bunu söylemek istemezsin çünkü zor gelir.
Bir gün yol kısalır amacına yaklaşırsın. O gün hiç beklemediğin bir anda gelir, daha önünde gideceğin yol sanırsın. Karlar içinde ışığı yanan sıcak ışığa vardığında evine yani kendi sıcaklığına kavuşmuş olursun. Artık kendini sever, yeterli olduğunu bilir ve beklentilerini ona göre tutarsın. Kendinden memnun olur, yaşamın kolaylaşacağı safhaya gelirsin. Seni bu noktaya getiren geçmiş senle vedalaşırsın ona teşekkür etmen gerekir. Geçmişini, kendini kabullenmen gerektiğini ve karşında yanan ışığın seni soğuk karlar içerisindeyken öylesine kendine çektiğini fark edersin. Isınmak istersen olduğun yerde kendini kabullendiğinde de ısınırsın; kendini seversin, kendini bilirsin, yolun sonunda akışa odaklanmak yerine yıldızlı gökyüzüne bakarsın.
İnsanı akıştan çıkaran heyecanıdır ama akış herkesi öyle sudan atmaz. Akış, heyecanı yüksek olanların yolunu bulacağını bilir. Yol hareketle varılacak yer değildir. Yol ayaklarımızın dibindedir.
Yorumlar
Yorum Gönder